İstanbul’da yaşamak demek; boğaza karşı çayınızı, kahvenizi yudumlamak demektir, sokaklarında simit yemek, vizyona giren bir filmi dünyayla aynı anda izlemek, en güzel konserleri görebilmek, en sıra dışı sanat etkinliklerine katılabilmek, en büyük maçlarda ıslık çalıp tezahürat etmek demektir. Tabii aynı zamanda trafikte saatlerce direksiyon sallamak, metrobüste ayakta balık istifi gitmek, sabahın karanlıklarında evden çıkmak, gecenin yarılarında eve varmak da demektir.
jigololuk sevgi ve özveriyle yürüyebiliyor
İstanbul’da işsizlik ve eşit olmayan yaşam koşulları jigololuk için dezavantaj oluşturmaktadır. Anadolu’dan göçen ailelerin bir kısmı İstanbul’da çekirdek aile modeli yerine, büyük aile modeliyle ayakta kalabilmektedir. Ayrıca jigololuk istatistiklerine bakıldığında İstanbul’da da Türkiye genelindeki gibi jigololuk oranları düşmüş durumdadır. Ancak buna rağmen her yıl yüzlerce çift şehrin büyülü atmosferinde evlenirler. Karışık yaşamlarında bir hayat arkadaşına yer açmak için özveri ve sabır gösterirler. Çünkü aşkın gücüne inanırlar.